22 Eylül 2014 Pazartesi

Osmanlı'da Minyatürlü Yazma Eserler

Hasht Behesht
Pers Minyatürü
Kaynak: www.wikipedia.com
Osmanlı’da minyatürlü yazma eserler sekiz ana başlık altında toplanabilir. Osmanlı Minyatür Sanatının Konuları ile ilgili olan bu sınıflandırma elbette bazı bakış açılarına göre farklı tasnifler ve farklı nitelemelere de açıktır.
Edebiyat eserlerinde minyatür, çok çeşitli ve en sık rastlanan örneklerin olduğu alandır. Bu alandaki eserlere çoğunlukla 15 ve 16. yüzyıllara ait olarak rastlanır ve 17. yüzyılda artık eski önemini yitirdiği görülür. Türkçe veya Farsça divanlar, mesneviler, hamse denilen beşli mesneviler, atasözleri, şiir ve öykü derlemeleri bu gruba dâhil edilebilecek önemli başlıklardandır.
Şemseddin Muhammed bin Abdullah Nişapuri’ye ait olan Külliyat-ı Kâtibi, Ahmedi’nin İskendernamesi, Şeyhi'nin Hüsrev’ü Şirin’i, Firdevsi’nin Süleymanname’si bu alana dâhil başlıca eserlerdendir.
Yine edebiyat konulu eserlerden, Fuzuli’nin Leyla ve Mecnun’u, Mevlana Celaleddin Rumi’nin Mesnevisi ile Firdevsi Şehnameleri gibi temel bazı yazmaları içeren Mahmud Gaznevi’nin Mecmua-i eş’ar adlı eseri, 17. Yüzyılın ilk yarısına ait önemli eserlere bir örnek olarak verilebilir.
Resimli edebiyat yazmalarının 18. Yüzyıla ait örnekleri son derece azdır. Uzun Firdevsi’nin Davetname adlı eseri bu döneme ait bir örnektir.
Tarih eserlerinde minyatür, iki başlıkta toplanan bir yapıda göze çarpar. Bunlar şehname ve gazavatnamelerdir.
Şehname, resim üslubunun belirlenmesi ve döneminin önemli olaylarının belgelenmesi açılarından son derece önemli eserlerden sayılmaktadır. Gelişiminde Fars dili ve edebiyatının son derece önemli bir rolü olduğu bilinir. İranlı şair Firdevsi’nin Şehnamesi, birçok öykü anlatıcısı tarafından anlatılmış ve nakkaşlar tarafından da resmedilmiştir. Kanuni döneminde şehnamecilik unvan olarak kabul edilmiş ve bu durum 4. Murad dönemine kadar devam etmiştir.
Kanuni döneminde Şükrü Bitlisi’nin Selimname adlı eseri, Arifi’nin Enbiyaname adlı eseri ile Osmanname ve Süleymanname zamanın başlıca eserlerinden sayılır.
Şehnamecilik II. Selim ve III. Murad dönemlerinde en verimli zamanlarını geçirmiş ve minyatür sanatı için klasik Osmanlı üslubunun oluşumu bu zamanda tesis edilmiştir. Nakkaş Osman yönetimindeki nakkaşlar grubu tarafından Tarih-i Sultan Süleyman, Şehname-i Selim Han, Şehname-i Sultan Murad, Hünername gibi eserler bu dönemde ortaya çıkarılmıştır.
Gazavatname, konusu savaşlar olan manzum veya mesnevi formunda yazılmış, padişahlara ilaveten vezirlerin, kumandanların serdarların gazalarını, başarılarını, fetihlerini anlatan türe verilen isimdir.
Gazavatname türünde verilmiş ilk eser, Matrakçı Nasuh tarafından resmedilmiş Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn adlı Kanuni Sultan Süleyman Hanın Irak seferini anlatan eseridir. Bu alanda Matrakçı Nasuh tarafından resmedilen bir başka eser de Tarih-i Sultan Bayezid’dir. Tarih-i Feth-i Şikloş ve Estergon ve Estonibelgrad adlı eser de yine Matrakçı Nasuh tarafından yazılarak resmedilmiş bir başka örnektir.
Nakkaş Osman tarafından resmedilen Nüzhet’ül Esrar’ül ahbar der sefer-i Sigetvar adlı eser klasik Osmanlı tarzının başlıca eserlerinden kabul edilir
Silsilenameler, Osmanlı’da minyatürlü yazma eserler başlığı altında inceleyeceğimiz üçüncü grup eserdir. Osmanlı padişahlarının Hz. Âdemden itibaren soylarını din ve tarih büyüklerine bağlayan resimli yazmalara silsilename adı verilmiştir. İlk örneği III. Mehmed döneminde Bağdat’ta hazırlanmıştır. Metinde yer alan peygamber ve hükümdarlar birer madalyon içerisine resmedilmiş ve bağı ortaya konmak için çizgiler ile birleştirilmiştir.
Silsilename türü 7. Yüzyılın ortalarında kesintiye uğramış ancak bu yüzyılın sonlarında Musavvir Hüseyin’in çabalarıyla Edirne’de yeniden canlandırılmaya çalışılmıştır.
Sürnameler, Osmanlı Sarayındaki sünnet düğünlerinin resmedildiği eserlerdir. III. Murad döneminde hazırlanan Sürname-i Hümayun adlı eserde şehzade Mehmed’in sünnet düğünü ve şenliği anlatılmaktadır.
Peygamberler tarihi Cirf ve Tasavvuf, diğer örnekler gibi Osmanlı minyatür sanatı içerisinde önemli bir yere sahiptir. Bu alandaki ilk eser 1583 yılında Seyyid Lokman tarafından yazılmıştır. Peygamberler ve mucizelerine dair tasvirler Nakkaş Osman ve ekibi tarafından resmedilmiştir.
Bilim konulu eserler, tarih denizcilik, coğrafya, astroloji ve tıp gibi alanlarda daha çok görülür. III. Murad’a ithaf edilen Hadis-i Nev veya Tarih-i Hird-i Garbi adlı eserde Amerika’nın keşfi anlatılmaktadır. Bu eserdeki minyatürlerde yeni kıtadaki hayvan ve yerlilere ait tasvirler son derece ilginç ve önemlidir.
Gösterim amaçlı, hazırlanan eserler arasında çeşitli sanatçıların hazırladığı ve falcıların çoğunlukla kullandığı eserler yer alır. Falname bunların arasında en önemli olanıdır.
Albüm resimleri, başlığı altında ise eğlence, hamam, kahvehane, meclis gibi yerler tasvir edilmiş ve halkın konu edildiği başlıca eserlerin yer aldığı bir tür olarak tarihteki yerini almıştır.

Osmanlı’da minyatürlü yazma eserler tarihten günümüze bu değerli sanat dalının önemli kilometre taşlarından olup, minyatür sanatı ilgi alanına giren ve yeteneği olan kişiler için İsmek kursları son derece değerli ve önemli bir adres olarak hizmet vermektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder