25 Ağustos 2014 Pazartesi

Minyatür Sanatında İran İzleri

Şehname
Firdevsi
Kaynak: iranchamber.com
Minyatür, İran’da İslam öncesinde var olsa da İslami dönemlerde de varlığını ve önemini sürdürmüştür. İlhanlılar devrinden günümüze kadar taşınan örnekleri mevcuttur. Daha eskiye ait olanların Moğol istilaları başta olmak üzere çeşitli savaşların neticesinde yok olduğu ve günümüze ulaşamadığı tahmin edilmektedir.
Daha evvelinde hâkimiyetini sürdüren Çin tesiri, İlhanlılar döneminde Irak etkileri ile mükemmel bir terkibin bileşeni olmuştur. Tarih ve tabiat konularının asıl unsurlar olduğu İlhanlılar dönemi eserlerinde, Moğolların uzak doğu ile olan yakın temasının bir izdüşümü olarak Çin etkisi hemen ilk bakışta hissedilebilir durumdadır. Detaycılık ve renk kullanımındaki canlılık bu etkilerin başta gelenleri olarak sayılabilir.
Cami-ut Tevarih gibi anıtsal bir eserin müellifi olan Reşidüddin gibi usta sanatçıların atölyelerinin İlhanlı Sarayının himayesi altında olduğu bilinir. Özellikle İlhanlıların son dönemlerinde minyatür sanatı üzerindeki Irak etkisinin Çin etkisine oranla arttığı bir anlayışın egemen olmaya başladığı görülmektedir.
İlhanlıların ardından İran minyatürü mahalli devletlerin ve hanedanların himayesinde varlığını sürdürmüştür. İncû Hanedanı, Muzafferi ve Celayirli Devletlerinde oldukça renkli bir anlayışın geliştiği görülür. Cüneyd gibi çok önemli bir sanatçının da yaşamış olduğu Celayirli devrinde Çin etkilerinden kurtulan minyatür sanatı, gelecek dönemler için bir temel teşkil etme noktasına ulaşmıştır.
Timur döneminde Abdulhay adlı sanatçının idaresindeki saray atölyesi son derece önemli eserler vermiştir. Şahruh devrinde Herat ve Şiraz ekolleri oluşmuş, XV. yüzyıl ortalarına doğru Semerkant’ta Uluğ Bey çevresinde bir başka minyatür ekolü doğmuştur.
Timurlu devrinde Hüseyin Baykara zamanında Herat’ta minyatür sanatının zirve yaptığı görülür. Timurlu devrinde minyatür, şiirsel ve ihtişamlı bir bakış açısının sembolize edildiği ve sufiliğin de desteğini alan saraylı bir anlayıştadır. Bu anlayışın Safevi devrinde de sürdürüldüğü görülür.
Saray dışında ticari anlamda minyatür faaliyetinin var olduğu Safevi devrinin en bilinen ustaları arasında Sultan Mahmud, Ağa Mirek, Şeyhzade, Mirza Ali, Muzaffer Ali, Sadıki, Rıza-i Abbasi, Safi, Muhammed Yusuf, Muhammed Kasım gibi isimler yer alır. Safevilerin son dönemlerinde minyatür sanatı üzerindeki Avrupa etkileri giderek artmaya başlamıştır. Bu dönemde öne çıkan sanatçılar arasında Muhammed Zaman, Muin Musavvir ve Muhammed Ali, Ali Kuli Cebbar gibi son derece önemli eserler vermiş kişiler sayılabilir.
Kaçar hanedanı dönemi İran’ında ise Avrupa tarzı resme intikal edildiğini söylemek yanlış olmaz. Mirza Baba, Mehr Ali gibi ressamlar çoğunlukla yağlı boya tablolar ve bununla da şah ve etrafını resmetmişlerdir. Özellikle XIX. yüzyıl ortalarından itibaren İran resmi giderek artan bir şekilde Avrupa etkisi altına girmiştir.
Osmanlı Devletinin erken dönemlerine ait eserler olarak kabul edilen ve XV. yüzyıl ortalarında Edirne’de hazırlanan Külliyat-ı Katibî, Dilsüzname ve İskendername gibi eserlerin resmedilmesinde Şiraz’dan Edirne’ye gelen bir grup sanatçının emeği ve göz nuru bulunmaktadır. Türk asıllı nakkaşlarla işbirliği halinde yürütülen çalışmalar dönemin önemli eserleri arasında yer alır.
1465 yılında Amasya’da hazırlanan Cerrahiye-i Hakaniye (İlhaniyye), kimileri tarafından taşralı bir üslup olarak anılsa da bazı cerrahi işlemleri çizgisel bir ifade ile oldukça açık ve yalın bir şekilde ifade eder.

Orhan Pamuk, Benim Adım Kırmızı adlı romanında minyatür ustalarının hayatını konu almaktadır. Bu romanda anlatılan ve gözlerine iğne batırarak kendini kör eden Behzad, minyatür sanatı açısından adını anmadan geçilemeyecek bir şahsiyet olarak karşımıza çıkar. 1450 yılında Herat’ta doğan, tam adıyla Kemaleddin Behzad Heravî olan sanatçı, nakkaşların piri olarak anılır. 1486 yılında Timurlu Devletinin baş nakkaşı olsa da 1506’da Şah İsmail’in Herat’ı işgali ile Safevilerin emri altına girmiştir. 1522 yılında ise Tebriz’de Hanedan kütüphanesinin başına getirilmiştir. Burada ölümüne dek elyazması kitapları mükemmel yeteneği ile süslemeye devam etmiş ve ömrünü bu şekilde tamamlamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder